Afrika Araştırmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi

[Kitap İncelemesi] Bilmenin Yolları: Toplumsal Ve Siyasal Araştırmalarda Rakip Metodolojiler

15/10/2020 00:26:45 - 15/10/2020 00:26:45 - 8930 Okunma

KİTAP İNCELEMESİ

Bilmenin Yolları:

Toplumsal ve Siyasal Araştırmalarda Rakip Metodolojiler[1]

 

Jonathon W. MOSES ve Torbjorn L. KNUTSEN

Tercüme: Kıvılcım İlbaşı ve Ekrem Berkay Ersöz

Küre Yayınları, 2020, 438 sayfa, ISBN: 9786057646262

 

Hakan AYDIN

Dr. Öğr. Üyesi, Kırklareli Üniversitesi

E-posta: hakanaydin@klu.edu.tr

 

          Sosyal bilimler araştırmacıları için hiç şüphesiz en önemli husus çalışmalarında nasıl bir metodoloji kullanacaklarıdır. Metodoloji, sosyal bilimlerin gündeminde yer bulan konuların hangi bakış açısıyla değerlendirilebileceğinin göstergesidir. Bir ustanın meziyetini öne çıkaran teknik bilgisi gibi sosyal bilimler araştırmacısı da araştırma yönteminin bilincinde olmalıdır. Bu doğrultuda araştırmacının temel kaygısı salt tarihsel ve kavramsal anlatıda değil, metodolojide de yer bulmalıdır. Öte yandan şunu belirtmekte fayda var ki, çalışmanın doğru bilgi veya verilerle bezenmesi yöntemle paralel bir değer taşımaktadır. Özetle, “bilmenin yolları” araştırmacının hem konusuyla ilgili kavramlara hem de yöntemini tayin edecek teoriye hâkim olmasından geçmektedir.

          Kitapta, sosyal bilimlerin iki metodolojik geleneği natüralizm (pozitivizm) ve konstrüktivizm (yorumculuk) tartışması geniş kapsamda yapılmaktadır. Bir araştırmacı için hangi yöntemin uygun olduğu sorusuna, yöntemlerin kullanımının ardındaki mantığa bakarak cevap aranmaya çalışılmaktadır. Eserdeki felsefi sorgulamalar varlığı konu edinen ontoloji ve bilginin kaynağıyla ilgilenen epistemoloji kavramları üzerinden temellendirilmektedir. Ontoloji ve epistemolojiye eklemlenen metodoloji ise araştırmacının zihnini “nasıl bilebiliriz” sorusuyla kuşatmaktadır. Ayrıca herhangi bir araştırmada araştırmacının dünyasının ön planda olduğuna değinilerek, bu yönde araştırmacının perspektifindeki sorular çeşitlilik yaratmaktadır.

          Uluslararası ilişkiler gündemini meşgul eden konularla ilgili liberalizm, realizm ve radikalizm üzerinden yapılan değerlendirme biçiminin araştırmacının yaklaşımına göre farklılaşması, esasında gerçek dünyaya en uygun açıklamanın bulunmasının temel amaç olmadığı ve dünyanın birbirinden farklı biçimlerde anlaşılabileceğinin bir örneğidir. Eserdeki bir başka örnekte ise, büyük oranda pozitivist metodolojiden beslenen iktisat alanındaki çalışmaların 2008 küresel ekonomik krizi öngörememiş olması, toplumsal meselelerin dar bir metodolojik altyapı üzerine kurulmayacağını göstermiştir. Bu misallerden hareketle sosyal bilimler alanında yöntem çeşitliliğin benimsenmesi ve tartışmaların sürdürülmesi elzemdir.

          Genel çerçevede kitaptaki metodolojilerle ilgili bazı tespitler, iki yaklaşım arasındaki ayrımı berraklaştırabilir. Öncelikle pozitivistler gözlem ve deneyimle varılan bilgiyi temel alırken, doğada gözlemciden bağımsız olarak düzenliliklerin (örüntüler) bulunduğuna işaret etmektedirler. Konstrüktivistler için ise mevzu bahis örüntüler gelip geçicidir ve insan unsuruna oldukça bağlıdır. Çünkü insan dünyaya baktığında farklı şeyler görür ve belirli ön kabullerle hareket etmektedir. Diğer yandan pozitivizmde insanların dünyayı anlama biçimleri; akıl, düşünce ve irade sahibi olma nitelikleriyle belirlenirken, konstrüktivizmde algının insan zihninin süzgecinden geçmesiyle şekillenmektedir. Bu yargıyı desteklemek üzere kitapta Max Weber’e de atfen insanın dünyaya anlam yükleme becerisiyle donatılmış “kültürel varlık” olmasına atıfta bulunulmaktadır. Bununla birlikte toplumsal eylemin anlamını kavramanın önemiyle konstrüktivist perspektife sahip araştırmacılar tikel olanı ele almayı yeğlerken, pozitivist düşünce araştırmanın sorunsalıyla ilgili genel bir iddia peşindedir. Pozitivizmde deneysel ve istatistiksel yöntemle nesnellik kurulması amaçlanır. Konstrüktivist yaklaşımın hedefi ise, konunun yorumlanmasıdır. Bunu gerçekleştirirken de toplumsal olguların nesnel bir şekilde açıklanması temel kaygı değildir. Dolayısıyla belirli bir olguyu “inşa eden” bağlamın korunmasını hedefledikleri için veriyi etkileyecek yöntemlerden kaçınılmalıdır ve toplumsal inşa üzerinde durulması da olağandır. Bu bağlamda konstrüktivist araştırmacılar söylem analizi ve anlatısal yaklaşımları kullanmayı tercih ederler.

          Kitap on üç bölümden oluşmaktadır. Giriş bölümünde Moses ve Knutsen kitabın diğer bölümlerinin kısa bir tartışmasını yapmaktadırlar. Pozitivizmin konu edinildiği ikinci bölümde bilim felsefesinin doğuşu, tümevarım yöntemi, natüralist metodolojinin temel varsayımları incelenmektedir. Üçüncü bölümde deneysel yöntemin neden ve sonuç ilişkilerini düzenlediğinden hareketle korelasyonlarla (bağlı değişimler) birlikte bir araştırmada kontrol ve karşılaştırmanın sağlanabildiğine işaret edilmektedir. İstatiksel yöntemin tartışıldığı dördüncü bölümde ise düzenlilikleri saptamak için sistematik ve niceliksel bilginin önemine atıfta bulunulurken, sosyal bilimler konuların tamamının da veri yetersizliği, incelenen nesnelerin sayısal olarak azlığı ve değişkenlerin tümünün kontrolünün zorluğu nedeniyle istatistiksel yönden ele alınamayacağı ifade edilmektedir. Kitabın karşılaştırmalı yöntem başlıklı beşinci bölümünde J. S. Mill’in fark yöntemi, uygunluk yöntemi, endirekt fark yöntemi ve birlikte değişim yöntemleri değerlendirilerek bu yöntemi kullanan araştırmacılar için daha alt düzeyde bir kavramsal ayrıma işaret edilmektedir. Görüşme ve vaka çalışması yöntemleriyle birlikte tarih alanıyla ilgili tartışma çerçevesi açılan altıncı bölümde ise özellikle tarihçinin nesnelliği hususunda nedensellikle ilgilenmemesi gerektiğinin altı çizilirken, “olguların toplanmasının onları sıraya dizmekten daha öncelikli kılınması” ifadesi tarih alanı araştırmaları için önemli bir mesajdır.

          Kitabın yedinci bölümü “natüralist metodolojiye şüphe tohumları serpmek” başlığında doğal dünyayı incelerken kullanılan yaklaşımların, öznelliğin hâkim olduğu toplumsal dünya üzerine yapılan çalışmalara nasıl uygulanabileceği sorusu şüphenin temelini teşkil etmektedir. Bununla kalmayıp natüralist yaklaşımda gerçek dünyanın örüntülerden meydana geldiği varsayıldığından, “Eğer toplumsal aktörler olarak bu örüntüleri kendimiz yapmışsak aynı zamanda bunları yapmama şansımız da yok mudur?” sorusu toplumsal dünyada görülen örüntülerin insan faaliyetinden kaynaklanıp kaynaklanmadığını ve böylelikle de değişime uğradığını ortaya çıkarmaktadır. Örneğin; bir gözlemci bir anlamı diğerinden ayırt edebilmek için fenomeni bağlı olduğu kurucu bağlam içerisinde yorumlamak zorundadır. Doğal olarak bu noktada faillik konusu da eylemleriyle birlikte insanları etken kılmaktadır. Ayrıca gözlemlenen nesnelerin farklı perspektiflerden değişik sonuçlar içermesi de mümkündür. Bu doğrultuda şu sonuca ulaşılmaktadır: doğada yasalar saptanabilir ancak toplumsal dünyanın aynı şekilde incelenmesinin varsayılması makul değildir.

          Konstrüktivizmin ele alındığı sekizinci bölümde bir nesnenin maddi niteliklerinin ötesine bakılması, dünyanın insanların duyularından bağımsız bir şekilde var olamayacağı ve bir inşa halinde olduğu vurgulanmaktadır. “Hikaye anlatıcılığından tarih anlatıcılığına” başlıklı dokuzuncu bölümde özellikle sosyal çerçeve kapsamında konstrüktivistlerin belirli bir bağlam içerisinde hareket ettikleri aktarılmaktadır. Onuncu bölümde ise konstrüktivizmin vaka ve veri tercihleriyle ilgili tartışma derinleştirilmektedir. Eserin “istatistiği bağlamsallaştırmak” başlıklı on birinci bölümünde istatistiğin karanlık ve aydınlık yüzü metaforuyla konstrüktivistler istatistiksel yönteme çekinceli yaklaşsalar da, onun nasıl kullanabileceği üzerinde durulmaktadır. Kitaptaki tartışmanın yorumlayıcı deneyler başlıklı son ve on ikinci bölümünde ise, natüralizmdeki deneysel yöntemlerin sıklıkla olmasa da, konstrüktivist araştırmacılar tarafından nasıl kullanılabileceği değerlendirilmektedir. Eleştirel açıdan bakıldığında kitapta natüralizm tartışmalarının ilgili bölümlerin sonunda yapıldığı gibi konstrüktivizmin tartışıldığı bölümler içerisinde yaklaşımın çıkmazları konusunda bir başlık açılabilirdi.

          Yazarlar bu çalışmayı niceliksel (natüralist) ve niteliksel (konstrüktivist) ayrım üzerinden görmemek gerektiğini ifade ederek, literatürdeki bu ayrıma da karşı çıkmaktadırlar. Bu doğrultuda çalışmanın söz konusu yaklaşımlar arasında köprü kurduğu vurgulanarak, esasında farklı perspektiflerin disipline çeşitlilik kattığı belirtilmektedir. Sonuç olarak bu kitap, metodolojik farkındalık taşıyarak sosyal bilimler literatürüne yöntemin felsefi arka planının ortaya konulmasıyla ve bu yöndeki tartışmaların ilerletilmesiyle önemli ölçüde katkı sağlamaktadır.

Kitap İncelemesi_PDF

[1] 2012 yılında yayımlanan “Ways of Knowing: Competing Methodologies in Social and Political Research” başlıklı eserin tercümesidir.

Metodoloji Natüralizm Konstrüktivizm

Facebook Twitter Google Plus
Ara
23
MERKEZ MÜDÜRÜMÜZ DR. ÖĞR. ÜYESİ HAKAN AYDIN TV24'E KONUK OLDU
464 Okunma
Merkez Müdürümüz Dr. Öğr. Üyesi Hakan AYDIN 21 Aralık 2021 tarihinde TV24'te "Türkiye-Afrika...
Ara
20
DÜNYA SİYASETİNDE AFRİKA 7
368 Okunma
Editörlüğünü Doç. Dr. İsmail ERMAĞAN ve Dr. Elem EYRİCE TEPECİKLİOĞLU'nun yürüttüğü, Merkez...
May
21
KONFERANS: “TÜRKİYE VE AFRİKA İLİŞKİLERİ”
517 Okunma
Üniversitemiz Afrika Araştırmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından Uluslararası İlişkiler...
Nis
01
[ANALİZ] NİJERYA’NIN GÜVENLİK GÜNDEMİ | DR. ÖĞR. ÜYESİ HAKAN AYDIN
647 Okunma
Nijerya’da 2020’nin sonlarından bugüne terör eylemlerinde artış gözlemleniyor. 14 Nisan 2014...
Mar
10
[KİTAP İNCELEMESİ] AFRİKA TARİHİ
817 Okunma
KİTAP İNCELEMESİ Afrika Tarihi[1]   Kevin SHILLINGTON Tercüme: Halil Doğan...
Şub
06
DÜNYA SİYASETİNDE AFRİKA 6
1997 Okunma
Editörlüğünü Doç. Dr. İsmail ERMAĞAN, Dr. Elem EYRİCE TEPECİKLİOĞLU ve Dr. Öğr. Üyesi Volkan...
Eki
15
[KİTAP İNCELEMESİ] BİLMENİN YOLLARI: TOPLUMSAL VE SİYASAL ARAŞTIRMALARDA RAKİP METODOLOJİLER
8930 Okunma
KİTAP İNCELEMESİ Bilmenin Yolları: Toplumsal ve Siyasal Araştırmalarda Rakip...
Eyl
09
AFRİKA BÜLTENİ TEMMUZ - AĞUSTOS 2020
4909 Okunma
Merkezimiz bünyesinde hazırlanan Afrika Bülteni için tıklayınız.
May
02
AFRİKA BÜLTENİ ŞUBAT - NİSAN 2020
7184 Okunma
Merkezimiz bünyesinde hazırlanan Afrika Bülteni için tıklayınız.
Oca
22
TERÖRÜN GÖLGESİNDE TÜRKİYE-SOMALİ İLİŞKİLERİ | ÖĞR. GÖR. HAKAN AYDIN
9736 Okunma
Öğr. Gör. Hakan AYDIN'ın Anadolu Ajansı internet sitesi analiz haber bölümünde 22 Ocak 2020 tarihinde...
Şub
20
AFRİKA BİRLİĞİ: DEĞİŞİM Mİ, STATÜKO MU? | ÖĞR. GÖR. HAKAN AYDIN
23191 Okunma
Öğr. Gör. Hakan AYDIN'ın Anadolu Ajansı internet sitesi analiz haber bölümünde 20 Şubat 2019 tarihinde...
Ağu
11
ZİMBABVE'DE LİDERLİK MÜCADELESİ VE DIŞ MÜDAHALELER | ÖĞR. GÖR. HAKAN AYDIN
24112 Okunma
Öğr. Gör. Hakan AYDIN'ın Anadolu Ajansı internet sitesi analiz haber bölümünde 10 Ağustos 2018 tarihinde...
Tem
26
ERDOĞAN’IN AFRİKA ZİYARETLERİ VE BRICS | ÖĞR. GÖR. HAKAN AYDIN
22246 Okunma
Öğr. Gör. Hakan AYDIN'ın Anadolu Ajansı internet sitesi analiz haber bölümünde 26 Temmuz 2018 tarihinde...
May
11
AFRİKA BÜLTENİ OCAK - NİSAN 2018
18280 Okunma
Merkezimiz bünyesinde hazırlanan Afrika Bülteni için tıklayınız.
Mar
14
DERİNLEŞME DÖNEMİ: TÜRKİYE VE SUDAN İLİŞKİLERİ | ÖĞR. GÖR. OĞUZHAN ÖZÇELİK, ÖĞR. GÖR. HAKAN...
23996 Okunma
Öğr. Gör. Oğuzhan ÖZÇELİK ve Öğr. Gör. Hakan AYDIN'ın Yenişafak gazetesinde 13 Mart 2018 tarihinde...
Şub
01
AFRİKA BÜLTENİ EKİM - KASIM - ARALIK 2017
21618 Okunma
Merkezimiz bünyesinde Afrika'da meydana gelen aylık gelişmelerin yabancı basından taranmasıyla...
Eki
10
AFRİKA BÜLTENİ - AĞUSTOS EYLÜL 2017
21051 Okunma
Merkezimiz bünyesinde Afrika'da meydana gelen aylık gelişmelerin yabancı basından taranmasıyla...
May
03
ÖĞR. GÖR. HAKAN AYDIN AFRİKA ÇALIŞMALARI ÖĞRENCİ KONGRESİ AÇILIŞ OTURUMUNA KATILDI
36339 Okunma
Afrika Araştırmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Öğr. Gör. Hakan AYDIN, 19 Nisan 2017...
Eki
05
SOMALİ SEÇİMLERİ VE TÜRKİYE | ÖĞR. GÖR. HAKAN AYDIN
17552 Okunma
Merkez Müdürümüz Öğr. Gör. Hakan AYDIN'ın Yenişafak gazetesindeki 5 Ekim 2016 tarihli "Somali Seçimleri...
Telefon Tablet Bilgisayar Bu website tüm cihazlarla uyumludur.